🪩 Her Yerim Ağrıyor Çok Halsizim Üşüyorum
Japontelefon fiyatları Almanya Telefon Fiyatları 2022 - Fiyatı Nedir?Birde geçen hafta durduk yere burnum birden kanamaya başladı ama 1 haftadır hiçbir yerim kanamadı. Nedenleri nedir bi sorunmu var. Başım ve sol kolum ağrıyor.Çok halsizim ve websitedede bıçak saplanmışçasına bi açı ama çokta fazla değil günde bir kere.
PsikiyatriUzmanı Dr. Özlem Mestçioğlu. 17 Kasım 2014 ·. HER YERİM AĞRIYOR. • Sürekli ağrı çekiyorsanız, • Yapılan tüm tetkiklere rağmen ağrılarınızın nedeni bulunamıyorsa, • Ağrı geçtikten kısa bir süre sonra başka yerinizde tekrarlıyorsa, • Ağrılarınız tüm tedavilere rağmen geçmek bilmiyor veya
Başağrısı şikayetim var. Sürekli ağrıyor üzerimde halsizlik, yorgunlu, baş dönmesi arada da gözlerim kararıyor. Bu aralar ağrılar çok sık, tansiyonumda düşüyor. Artık sese karşı daha kötü ağrıyor, çalıştığım ortam sesli olduğu için dayanamıyorum. Yardımcı olmanızı istiyorum. Şimdiden teşekkürler.
SağlıkBakanlığı Ambulans Personellerin Kaba Tavrı. 11.06.2022 sabah saat 07.02 de İzmir Karabağ'lardan 112 acil ambulansı aradım abım beyin tümörü hastası çok hasta ayakları tutmuyor fazla ışın aldığı için sol ayağı tutmuyor yürüyemiyor kangren oldu basamıyor kalkamıyor dönemedi o yüzden ambulansı aradık
Arkadaşlarçok halsizim başım ağrıyor üşüme hissi de var. Gizli Üye. Sizce bu neyin belirtileridir ? TEŞEKKÜRLER. Takip Et. Paylaş. 12 Kız Görüşü. 2 Erkek Görüşü. Bu içerik tamamen bilgilendirme amaçlı olup, tıbbi tedavi niteliği taşımamaktadır.
Vücudunuzda sürekli ağrı mı var? Kemikleriniz sızlıyor, üşüyor ve çabucak halsiz mi düşüyorsunuz? Sorununuz ciddi bir hastalık olan fibromiyalji olabilir.
çokhalsizim. Kolay gelsin hocam yaklaşık 6 senedir kendimi aşırı yorgun hissediyorum sabahları yorgun adeta dayak yemiş gibi kalkıyorum her yerim ağrıyor gün içerisinde sürekli oturmak uyumak istiyorum sürekli esniyorum şiddetli baş ağrılarım oluyor bazen saçlarım dökülüyor ellerim sürekli acıyor kuruyor bayılacak gibi oluyorum ama sürekli böyle oluyor ellerimi
sıcaksu ile duş almayı bırak. hatta soğuğa yakın ılık su ile duş al. aşırı kalın giyinme. yarenwashere | Sağlık & Diyet konusunda paylaştı. B12 eksikligi de olabilir. Değerlerime baktırmamıştım d vitaminimin düşük olduğunu biliyordum baktırdım düşük çıktı demir eksikliğide olabilir o hic aklıma gelmedi.
Aşkım her zamnki gibi kumar masalarında sabahladık rahatsız olmama rağmen yine kahveye gidyorum sabaha karşı kumar yaptık fazla avantam yok.Bu akşam sana para yatırıcam kendine bişey alırsın şu an evdeyım yatarken belim ağrıyor ama seni ve yemeklerını çok özledim sana sarılmayı seni öpmeyi çok özledim ve seni çok ama çok seviyorum aşkım benim sen benim bu
26.10.2021 Gazete. ABONE OL. ‘Her yerim ağrıyor’ diyorsanız dikkat! Kadın düşmanı Fibromiyalji (Sağlık haberleri) Yumuşak doku romatizması yani fibromiyalji günümüzde pek çok
Kırklareli'nde Kovid-19'u yenen Gülümser ve Şaban Doğan çifti, yaşadıkları zorlu süreci anlattı. - Anadolu Ajansı
Sol omzum, nedendir bilirim, çok ağrıyor Nedendir bilirim, günahlarımdan Sevmeye değer bir şey göremiyorum, kendim de değmem Yokluğumun sevdiklerime neler kazandıraca ğını düşününce onlara bu iyiliği yapmak istiyorum Yorgunum, çok yoruluyorum Evde kendime ait bir odam var Oda değil adeta tabut.
3DliSn. Sıcak Fırsatlarda Tıklananlar Editörün Seçtiği Fırsatlar Daha Fazla Bu Konudaki Kullanıcılar Daha Az 2 Misafir 1 Mobil - 1 Masaüstü, 1 Mobil 5 sn 3Cevap 0Favori 67Tıklama Daha Fazlaİstatistik Konu İstatistikleri Son Yorum 5 yıl Cevaplayan Üyeler 2 Konu Sahibinin Yazdıkları 2 Ortalama Mesaj Aralığı 36 dakika Son 1 Saatteki Mesajlar 1 Konuya En Çok Yazanlar Ryad Boudebouz 2 mesaj Guest-89183934B 1 mesaj Konuya Yazanların Platform Dağılımı Masaüstü 1 mesaj Mobil 2 mesaj Konuya Özel Sabah 8 de kalktım boğazım ağrıyordu şimdi kendimi zor attım eve ayağımdan kafama kadar bütün kemiklerim ağrıyor adım attıkça kafamda zonkluyor ateşimde var nasıl geçirebilirim ya çok halsizim Sayfaya Git Sayfa
1 cevap Geçmiş olsun. Yaygın ağrı ve halsizliğe neden olan birçok hastalık mevcut olamkla birlikte toplumda bu şikayetlere en çok yol açan kronik yorgunluk sendromu ile fibromiyaljidir. Ancak teşhisin konulabilmesi tam bir fizik muayene ve birkaç kan tetkiki gerekebilir. Tanı ve tedavi için bir Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon doktoruna başvurmanızı öneririm. Esenlikler dilerim. 6 yıl önce misafir cevapladı İlgili sorular
Acil servise ateş yüksekliği ile gelen hastada doktor öncelikli olarak ateşin odağını bulmaya yönelir Acil servise ateş yüksekliği ile gelen hastada doktor öncelikli olarak ateşin odağını bulmaya yönelir. Bu sebeple hastaya;"Boğazınız ağrıyor mu?""Öksürüğünüz var mı?""İdrar yaparken yanmanız var mı?""İshaliniz, bulantınız var mı?" şeklinde odağı bulmaya yönelik sorular bu tip odağa yönelik sorulara yol gösterici cevap veremezse, "belirgin bir yerim ağırmıyor ama tüm eklemlerim ağrıyor, çok halsizim" gibi odak belirtmeyen cevaplar verirse doktor fizik muayene ile odağı tespit etmeye çalışır. Hastanın boğazına bakar, akciğer seslerini dinler, karnını muayene eder. Fizik muayenede de bir ipucu yakalayamazsa hastadan boğaz kültürü alır, idrar tetkiki alır ve akciğer grafisini çektirir. Bunlarla birlikte kandaki enfeksiyon değerine bakar, vücudun bakteriyle savaşan hücreleri mi artmış, virusle savaşan hücreleri mi alarma geçmiş, tespit eder ve bir yol haritası olarak; 39 C ateşi olan bir hastanın belirgin bir odak tariflemediğini, fizik muayenesinin ve idrar tetkikinin, akciğer grafisinin normal olduğunu düşünelim. Bu hastanın bakteriyle savaşan hücreleri çok belirgin olarak artmamışsa ve hasta 65 yaşın üzerinde değilse, kontrolsüz seyreden şeker hastalığı yoksa, kronik akciğer hastalığı yoksa, kanser tedavisi kemoterapi almıyorsa en doğru tercih antibiyotik başlamadan, sadece ateş düşürücüyle beklemek ve 48 saat içinde tekrar muayene etmektir. Antibiyotiklerin sadece bakteriler üzerine etkili olduğunu, viruslere karşı etkisiz olduğunu unutmamak bir önemli nokta ise ateşin yükseldiği ilk saatlerde, vücudun, mikrobun çeşidi ne olursa olsun virus ya da bakteri ilk olarak bakteriyle savaşan hücreleri çoğaltarak yanıt vermesidir. İlerleyen saatlerde vücut mikrobu daha iyi tanır ve vücudun mikroba cevabı kan tetkiklerinde daha doğru bilgi verecek şekilde bilgiler ışığında hastalarımıza tavsiyem; eğer yaşınız 65 yaşın altındaysa, eşlik eden kronik hastalığınız yoksa, ateşiniz yükseldiği takdirde odak belirginleşmeden önce bir süre sadece ateş düşürücü ilaç alarak beklemenizdir. Genel vücut ağrısının, eklem ağrısının bir odak olmadığını unutmayın. Yukarıda saydığımız odaklardan biri henüz belirginleşmemişse ilk 24 saatteki kan tablosunun doktoru yanıltabileceği ve gereksiz tetkiklere yönlendirebileceğini unutmayın. 24 saati aşan ateşlerde odak belirginleşmese bile acil servise başvurun ama sağlıklı bir bireyin odak belirginleşmediği takdirde ilk 24 saat sadece ateş düşürücü alarak beklemesinin, takiben hastaneye ilk başvuruda en az tetkikle doğru tanı konmasını sağlayacağını unutmayın ve lütfen doktorunuza başvurmadan antibiyotik kullanmaya başlamayın. This post has been written by Uzm. Dr. Altuğ Hasanbaşoğlu and viewed 46770 times.
Benim vücudumun heryeri agriyor halsizlik hadsafada ayaklarim çok agriyor vucudumun heryeri batiyor yok diyorum birşey var doktorlar bulamiyor artik piskolojim çok kötü kendimi kotu hissediyorum lutfen benim gibi olan varsa paylassin rabbim kimseyi caresiz birakmasin 0 kişi takip ediyor. Paylaş 47 ah arkadasim 2 yildir sol yanimda sabitlenmis bir agrimvar inanin artik benimde piskolojim bozuldu kisrler inanmiyor sen kendini dinliyorsun diyolar ama agrilardan öluyorum sanki bicak gibi her yerimde dürtmeler var rabbim sifa versin hepimize Facebookta Paylaş Twitterda Paylaş Linki kopyala Bende çok çektim aynı arıları, geçen yıl D3 vitamin, kapsül zeytin tavana karıştırdım içtim her hafta, birde magvital aldım bu yaz birkaç kez, biraz da ha rahatlamaya gitti arılar, ama en ufak bir stres yapınca biraz etkiliyor da eskisi kadar deyil, herşey denedim yıllardır, en güzel şey morali yüksek tutmak arkadaşlar Facebookta Paylaş Twitterda Paylaş Linki kopyala Pazara selam olsun Mustafa Asaroğlu 4 yıl A. S kardess Filiz Becit 4 yıl Bir başkadır karadenizim Mustafa Asaroğlu 4 yıl Ben samsunluyum pazarida pek sewmem kardes mecbur oturuyorum nasipse seneye gidiyoruzzzz Filiz Becit 4 yıl Sinir agrilari bulsalarda yapilacak bisey yok ønce bel kol bacak sonra ic organlar dengesizlesiyor lutfrn kendinizi dinlemeyin biraz pozitif olun yavas ve duzenli hsreketler edin sakin huzurlu bir hayat yasayin Facebookta Paylaş Twitterda Paylaş Linki kopyala Çok hareket, bol su, ekmekten uzak, sekerli gıdalardan, içeceklerden uzak, uyku bol, stresten uzak . Saban Sağman 4 yıl Sabahları yemekten önce iki limon sık suyunu iç, üzerine taze bir parça zencefil, köy balı ye bir saat sonrada yemeğini ye bir ay sonra bak dert senden kaçıyor. Yalınız her gün sarımsak, soğanı sofradan eksık etme, yeşillik de yanında olsun. Saban Sağman 4 yıl Sabahleyin 2 limon nasil icilir normalde 1 yemek kaşığı icilince disler kendini hissetmiyor miyde nasil dayanir 2 limona Zeynep Kerim 4 yıl Alıştıra alıştıra içilmelidir. Ben kendim içiyorum. Saban Sağman 4 yıl Benim kullandıgım ilacın reçetesinde fipromiyoji kasların ve kasların kemige yapıştıgıbölgeler etkileyen yaygın agrıya neden olan bir çeşit yumuşak doku romatizması olup daha çok yetişkinlerin hastalıgıdır diyo Facebookta Paylaş Twitterda Paylaş Linki kopyala Oksijen tedavisi kulak çınlaması yeniden fayda veriyor Mine Orkun 4 yıl Fibromiyalji siniz sanırım. Bende öyleyim çünkü yumuşak doku Romatizma'sı 21 yıldır çekiyorum zor hastalık Fatma Gencdogan 4 yıl Sikayetleriniz benim gibimi çok bunaldim doktora gidip geliyorum ama sonuc sıfır Selda Hosturk 4 yıl Fibromiyalji degilmis Fatma Gencdogan hanim Otoimun hastaliklarindan Dilek Ballıoglu 4 yıl Geçmiş olsun. Allah Hepimize şifalar versin. Fibromiyalji de yanılmıyorsam Otoimun hast yani bağışıklık sistemi ilgili yanılmıyorsam Fatma Gencdogan 4 yıl Farkli Fatma Gencdogan hanim Dilek Ballıoglu 4 yıl Evet ben birbıçuksenedir gıtık gibi bacagım agryo sekiz aydırda tedavi görüyorum güya ama geçmedi filiz boşuna bidünya ilaç kullanıyorum ve kullandıgım ilaç iştah açıyo kiloda aldırdı prelica diye bi ilaç Facebookta Paylaş Twitterda Paylaş Linki kopyala O uyku düzensizliği için verilen bir ilaçtı galiba banada verdi ama ben bıraktım kullanmıyorum Şaziye Arthur 4 yıl Dilek Ballıoglu cinlamayi asti halay cekiyor valla ben o konuda bilgim yok romatid artirit olmustum ben diz kapak ayaklar su topluyordu surekli agri dayanilmazdi 5 cm fark oldu inceldi bi bacagim agridan bagirsaklardan bulasmis bu nasil bir romatizma turuyse Facebookta Paylaş Twitterda Paylaş Linki kopyala Sizler tedavi için hangi doktora gidiyosunuz ben fzik tedavi doltoruna gidiyorum acaba yanlış adretemiyim diye düşünüyorum bide istanbul anadolu yakasında tavsiye ede bileceginiz bidoktor ismi varmı arkadaşlar Facebookta Paylaş Twitterda Paylaş Linki kopyala Adnan Saraçoğlu formülü yapın Fm için mutlaka dediği şekilde ki fayda olsun birde sarmısak yiyin soğan yiyin zerdeçal çay kaşığı ucu ile tüketin kendiniz yoğurt yapın yiyin d 3 vitamini b 6 b 12 bir bu vitamin kansizlik varsa çekirdekli kuru üzüm tuketin kan yapıcı not sarmısak hergun en az 1 adet yiyin yada yutun Facebookta Paylaş Twitterda Paylaş Linki kopyala Parçalayip yutun tum yutuldugunda mide eritemez Yasin Eligul 4 yıl fatma benimde oluyor ondanmis baksana Filiz Becit 4 yıl Allah şifalar versin diliyorum Yaradan Yüce Allahdan inşallah agrıların diner sende huzur bulursun dua et daima. Romatizmal olabilir bende öyleyim içimden gele gele bişi yapamıyorum hep kendimi zorlayarak zaruri. Ihdiyaçlar için yapıyorum düzeleceyiz inşallah hayırlısıyla Allahın izniyle hidayetiyle inşallah Amin hayırlı günler sizlere Facebookta Paylaş Twitterda Paylaş Linki kopyala Amin leyla hanim inşallah ağrılarım cok fazla Selda Hosturk 4 yıl Bende öyle sırtımın özel pazenden bez dikdim birkaçtane devamlı koyuyorum yaz kış. Bezsiz durmuyorum faydasınıda görüyorum rahmetli. Turan halatcı dokdorum tavsiye etmişdi pamuklu yumuşak bezden bebe pazemide olur ince yumuşak havluda olabilir otalık sıcakda olsa küçük rüzgar bile agrı gelmesine yetiyo. Allah şafi adına şifalar versin tüm hasdalara. Amin. Amin inşallah Ayşe Budaklar 4 yıl Neolur kendinize fırsat verin bizlerin fayda görfüklerimizi kullanın bende sizin gibiydim ama şimdi çok iyiyimm Ferda Cafoğlu 4 yıl Bunu hissettinizmi mutlu olmanız mümkün değil bende öyle utanıyordum ağrılarımdan halsizliğimden ama çok şükür okadar azaldıkii herkese haykırasım var inanın semiha hnm Ferda Cafoğlu 4 yıl Neler yaptınız mesela???? Gonul Nurlu 4 yıl İlaçlardan uzak durmalıyız doğal yöntemlerle iyi olmak için gayret Gönül hnm uzun süredir ağrı kesici bile içmiyorum çok şükür Gönül Kaboglu Ferda Cafoğlu 4 yıl Aslında bende içmiyorum ama şu günlerde agrilar çok artti çok zor durumda kalinmazsa tabiki içmemek en doğrusu ferda hanım. Gonul Nurlu 4 yıl Herşeyin başı diyet yapın 9 senedir gece gündüz agrilarim hiç dinmiyordu avuc avuc icmeme rağmen her günüm zehir oluyordu ilaclari ben bir anda kesdim piskolojimi dahi bozmuştu kendinden bıkmıştım eskisine göre cok daha iyiyim et tavuk unlu mamülleri tatlıları çiğ soğan çiğ domates bunların bana gelmiyor birde patlıcan sizde kendiniz diyet yaparak anlarsınız 15 günde farki göreceksiniz birde bol bol limon tukettim Facebookta Paylaş Twitterda Paylaş Linki kopyala Inşallah kardeş Allah söyletti belki sizi Amin Cümlemizi inşallah Allah dualarımızı kabul eylesin Amin Ayşe Budaklar 4 yıl
İstiridyeciliğe başladım, baharı karşılamak için değil, acele paraya ihtiyacım olduğu için. Bir kaç hafta evvel, tam mutfakta yığılmış bulaşıkları yıkamaya başlayacağım sırada, sıcak suyun akmadığını fark ettim. Böylelikle, yeni bir kriz başlamış oldu. Mahzene inip, tamir edebileceğim bir şey var mi diye, baktım. Pilot ışığının sönmüş olduğunu düşünüyordum, ama ayağımı bastığımda, yerde bir kaç santim su tabakası vardı. Bir su tesisatçısı çağırdım ve en çok korktuğum şey doğrulandı; sıcak su tankı akıtıyordu. Yenisi bin iki yüz dolar, para demekti. Benim için yardım istemek her zaman çok ağır olmuştur ama şu anda başka seçeneğim yoktu. Zorlukla kazanmış olduğum kendi kendine yeterlilikten doğan gururumu çiğneyip, kocama telefon açmam gerekiyordu. Karşılıksız veren, düşünmeden arayabileceğim, bir kaç arkadaşım vardır ama kocam bu gruba girmiyor. Özellikle simdi. Problemi duyunca ,”Benim sözümü dinleseydin, çağırdığımda benimle yasamaya gelseydin simdi bu sorunla karşılaşmayacaktın.” dedi. ”Belli ki su tankına çok yüklenmişsin, orası yazlık ev, kış şartları için gereği gibi hazırlanmamış.” Kendimi teslim olmak zorunda kaldığım için güçsüz hissederek ”Biliyorum” dedim sessizce. Gene yanlış bir şey yapmadığım halde, kendimi suçlu hissediyordum. “Biliyorsun şu anda paramız yok, aramızdaki anlaşmaya göre ben ev kredisini ödemeye devam edecektim sen de diğer harcamaları yapacaktın. Burada ikimiz için güzel bir ev tuttum ve tuttuğum evin masrafları beni zorluyor” diyerek devam etti. Sonra, “Akrep” damarı tuttu, zehrini akitti "Neden balıkçı arkadaşlarından birini çağırmıyorsun? Senin için her şeyi yaparlar” Bu söylediği ve sesinin tonu küçük bir kıskançlıktan çok daha fazlasını gösteriyordu ve beni iyice rahatsız etmişti. Zihnime beni kurtarmaya gelmediği diğer zamanlara ait anılar hücum etti...Çocuk düşüreceğimi anladığım ve ağrılarımın başladığı gün, beni bırakıp, bir Yönetim Kurulu toplantısına gitmişti... Arabamın çok eskidiğini ve sürekli bozulduğunu bildiği halde, “Triple A” kartını yenilemeyi unutmuştu...Bir keresinde tren istasyonunda yanlış kapıda beklemişti, benim adet dönemimdi, üç saatlik ayakta bekleyişin sonunda, bacaklarımdan aşağıya sızıntı olmuştu... Onu aradığım için- yardıma koşup beni kurtarmasını beklediğim için, böyle çocukça bir fanteziye tutulduğum için ve benim için endişelenmesini istediğim için- şu anda kendimi tekmelemek istiyorum. Telefonda mazeretlerini saymaya devam ederken, "Tamam, gerekmez, ben bir çaresini bulurum” dedim ve telefonu kapattım, bu fırtına da batmamaya kararlıydım. Asi bir şekilde " Bu fırtınayı atlatabilirim ”diye tekrarlıyordum. Aramızda bir anlaşma olmasını isteyebilirim ama simdi sadece kaos ve reddedilişle karşı karşıyayım. Bu duygular da-korku ve ümit gibi- bir yükselişe neden oluyor. En azından, kızgınlık beni harekete geçmeye sevk ediyor; bunun neticesinde kendimi yaratıcı olmak zorunda hissediyorum. Seçeneklerimi değerlendirirken, kendi gen havuzumdan olan ailemdeki kadınların yasamış oldukları zorlukları düşünüyorum, onların karsısına çıkan dertler, sadece ödeme zorluğu kadar basit değildi. Anneannem, bir tartışma sonucu artık çapkınlığına dayanamayarak, iki bebeğini yanına alarak, kocasını terk etmişti. Çocukları bebek arabasına koyup, Brooklyn den Manhattan'a yürümüş, halasının yanına sığınmış. Annem, bir is bulmak ve Wall Street’te ilerleyebilmek için yaşı konusunda yalan söylemek zorunda kalmıştı. Dedem teyzemi , üniversiteye yollamak istemiyormuş, üniversiteye giderse başının derde gireceğini sanıyormuş; bu nedenle teyzeme kazandığı bursu reddetmesini söylemiş. Bunun üzerine teyzem de, babasını verdiği kararı hiçe sayarak, Avrupa ya kaçmış, orada istediği gibi özgür yasamış. Onların hikâyelerini hatırlayana kadar , kendimi zavallı bir mağdur gibi hissediyordum, ama bu hikayeler mağduriyetin bütün izlerini sildi, evden dışarı çıkmak, balıkçı iskelesine gidip aklımdaki pek çok iş imkânını araştırmam için kuvvet verdi. Balık yemi hazırlayabilirdim, balıkçının isini kolaylaştırmak için ön hazırlıkları yapabilirdim. Metrelerce olta ipine yem takabilirdim. Kooperatifte, buzhanede çalışıp, balıkları paketleyebilirdim ya da başka bir is bulabilirdim. Limana yaklaştıkça daha çok ümitleniyordum, bir şey yapmaya özellikle de dikkate değer bir şey yapmaya hevesleniyordum. Babam, her zaman “arayan bulur” derdi. Arayışa başladığınız da, hareket baslardı. Şimdi haklı olduğu kanıtlanacak. Park yerine gelir gelmez midyeci arkadaşım Joshua’yı gördüm. Hemen pencereyi açıp, ona rastla manin heyecanıyla, "Seni gördüğüme inanamıyorum." diye bağırdım. "Marketin kapanmasından beri seni görmedim. Nasılsın?” dedim. Yankee aksanıyla, yayarak konuşuyordu; “Fena değil”, dedi.”Artık hava döndü, sahile her gün geliyorum. Ya sen, sen nasılsın? Artık, büyük şehir hayatına geri dönmüşsündür sanıyordum.” Kendimle gurur duyarak, “Hayır dönmeyi istemiyorum. Şu ana kadar güzel bir kış geçirdim ama bu aralar biraz paraya ihtiyacım var.” “O zaman istiridyecilik yapmayı düşünebilirsin. Önce izin alman lazım. İzin belgesi aldıktan sonra, ben sana tırmık ve sepet ödünç verebilirim.” “İzin belgesi kaç dolar tutar?” Yüz dolar deyince, şok oldum.” Merak etme, bir günde kazanırsın, bu parayı. Günde seksen poundluk istiridye çıkartabilmen lazım bu parayı kazanmak için, ben o kadarını bir kaç saat içinde çıkarabiliyorum.” Bana çok geldi,” Gerçekten yapabileceğimi düşünüyor musun?” Beni cesaretlendirmek için; “Bu iste pek çok hanım çalışıyor. Biraz azim ve dayanıklılık gerektiriyor. Sende bunlardan bolca var” diyerek, afacan bir tavırla, göz kırptı. Hayret ettim, hem bugün, her zamankinden daha konuşkandı, hem de benim problemimi çözmeye uğraşıyordu. Etrafta hiç “Eleman Aranıyor” levhası yoktu, bu durumda ben bu şansı değerlendirmeliydim. Kıyıya dönmek isteyen bir sörfçü nasıl her gelen dalgayı değerlendirmek zorundaysa, ben de bu işi almalıydım. Annem hep” riske atılmazsan, kazanamazsın” der. Daha fazla tartışmaya gerek görmeden, hemen lisans almaya gittim ve işe başladım. Kısmetimi bulmak için kazıyordum. İki hafta geçti. Bu süre içinde sahile altı yedi defa geldim. Kendi tırmığım ve boynuma bir deri askıyla astığım pirinç halkalı sepetle, neredeyse sertifikalı istiridyeci gibiyim. İlk gün aşırı rüzgâr ve rutubet yüzünden bir felaketti. Kat kat giyinmiştim ve üzerimde yağmurluğum vardı bu vaziyette istiridye avcılığını öğreniyordum. Bir saatlik uğraştan sonra hiç bir şey toplayamayınca, cesaretim kırıldı, demoralize oldum. Joshua bana bakmıyordu bile, günde üç yüz poundluk istiridye toplamayı kafasına koymuştu ve işiyle çok meşguldü. Neyse ki öğleden evvel bir ara halimi fark etti ve yanıma geldi. Bana biraz yol gösterdi Öncelikle, aradığın bölgede biraz ayaklarınla tepinir gibi yapacaksın. böylelikle istiridyeler etraflarını ıslatırlar, böylelikle kumun içinde delikler açılır. Görüyor musun nasıl yaptığımı?” Kumda acılan delikleri gösteriyordu. "Işte bunun altında istiridyeler var” bir iki saniye içinde kısa saplı tırmığıyla kumu kuvvetlice, taramaya başladı, istiridyelerin hepsi tek tek kumdan dışarı fırladı. "Önce nerede olduklarını tespit edeceksin sonra kaşıklayıp kaldıracaksın. Tamam, şimdi sen dene.” Eğildim, sanki dua eder gibi vücudum büküldü. Kumda pek çok hava deliği açılmıştı, tam o noktaya tırmığımı daldırdım. Islak kumu kaldırdım ve istiridyeyi gördüm. Josh "Hadi devam” dedi. Pek çok kum tepesi oluşturmuştum. Bulduğum istiridyeler, sıra sıra kumun üzerini süslüyordu. Benim için gerçekten mutlu olarak,”kaptın bu işi” diyerek yüreklendirdi”. Bir kaç saat içinde, isin kolay olmayacak, yorulacaksın, sırtın tutulacak, kolların ağrıyacak, ama aldırma, parayı düşün. Bir sepet istiridye on beş- yirmi dolar eder! Kendine bir hedef tayin et ve azimle amacını gerçekleştir. Bugün sadece bir kova toplasan yeter. Bir hesap yaptım; bu benim ihtiyacım olan parayla mukayese edildiğinde devede kulak bile değildi. Malzeme fiyatının üçte birini pesin ödersem, tesisatçı yeni su tankını takacaktı. Bu üçte biri biriktirebilmek için bir ay boyunca her gün çalışmam lazımdı! İlk gün en azından iki kova doldurmalıyım, ondan sonraki günlerde buraya gelebildiğim, her gün, miktarı arttırarak devam etmeliyim. Ümitsiz durumdaydım, bütün gayretimle kazmaya başladım. Acemi şansı vardı bende. Her vuruşta bir veya iki istiridye buluyordum. Heyecanım giderek artıyordu. “Azmetmezsen bir şey kazanamazsın” diyordum kendi kendime. Bir saatlik sıkı çalışmanın sonunda pilim bitmişti. Üst bedenimi hiç böylesine kullanmamıştım artık kollarıma spazm giriyordu. Dinlenmek için, cimlerin üzerine oturdum, sandviçimi yiyip, kahvemi içtim. Josh kendisine üç tane öğle yemeği getiriyor, ilkini çoktan yemişti. “Bu işe ilk başladığım sene otuz pound kaybettim. Göründüğünden çok daha zor.” dedi. “Evet, ne kadar zor olduğunu ben de anlıyorum şimdi” dedim. Kuru çimin üzerinde gerildim, kollarımı başımın üzerine kaldırıp esnetme hareketi yaptım, bir yandan da- çok fazla rahata alışmamalıyım, daha doldurmam gereken bir buçuk kova var- diye düşünüyordum. “Çok fazla hareketsiz kalmamalısın, ancak hareket edersen, usum ezsin” diyerek beni uyardı. Hemen koşup, Powwow dansı yapan Kızılderililer gibi, kumun üzerinde tepinmeye başladım. Başım dönmeye başlamıştı. Şimdi yüzlerce istiridyeyi uyandırmış olmalıyım. İkinci defa denedim. Bu arada, kaybettiğimiz eşyalarımızı bulmamız da bize yardımcı olan, Aziz Anthony’ ye dua etmeye başlamıştım. Tabii, bu duanın neticesinde hemen istiridyeler görünmeye başladı. Fıstık yemek gibi bir şey bu, başlayınca duramıyorsunuz. Ne kadar bulursam, o kadar devam etmek istiyorum. Öğleden sonra, ikinci sepeti doldurmuştum. Yavaş ve istikrarlı bir ritim tutturmam kolay olmadı. Sonra, sonra bu ise alıştıkça, bu düzlük alanda kendimi daha rahat hissetmeye başladım. Josh burasını kendi ofisi zannediyor. Bana göre burası bir kilise gibi. Burada kutsal bir şey hissediyorum; kumluk alanın bir bölümü, suyun geri çekilmesiyle, günün birinde aniden ortaya çıkıyor, kısa bir sure bozulmadan kalıyor, sonra gene su altında kayboluyor. Bir daha ortaya çıktığında eskisinden farklı olarak görünüyor. Hiç bir zaman, görünüm, bir öncekinin ayni değil. Hem bu acımasız işe, hem de yalnızlığa teslim olmuş durumdayım. Aklimi başıma toplamak istediğimde, en sevdiğim ilahiyi soyluyorum "Tanrının ruhundan bir parça kalbime iniyor.” Böyle anlarda, kendi ruhumun sesini dinliyorum, kalbim ne mırıldanıyor anlamaya çalışıyorum. Bu zor günlerde, içimden gelen sesin söyledikleri, kendi kendimden nefret etmeye dair şeyler. Bu çamurun içinde çalışmak aklıma karamsar düşünceler getiriyor. Kendi olumsuz taraflarımı düşünüyorum , kocamın ve hayatımdaki diğer insanların katlanmak zorunda kaldıkları hatalarımı ve bütün kotu huylarımı. Geçen sene, bir kenara çekilip düşünmek ve her şeyi açıklığa kavuşturmak için buraya geldim ama bu geliş, eşimle ilişkimizi daha da karmaşık bir hale getirdi; kocamın egosunu yaraladı ve benim çocuklarımdan uzaklaşmama neden oldu. Bu düşünceler beni depresif yapıyor. Ama güneşli günlerde, hele de kovamı doldurmuşsam, ruhum su yüzüne çıkıyor. Problemimi çözdüğüm için ve bu ağır işin altından kalkabilmiş olduğum için, kendimle gurur duyuyorum. Bu ürkütücü yere her gelişimde, eski halimden eser kalmıyor, eskiden kontrol meraklısı, inatçı bir kişiydim. Simdi daha spontane davranabiliyorum, öyle olmayı istiyorum. Yaşlı ahbabım Joan yeni isimden dolayı beni tebrik etti. "İş insanı mutlu etmeli, oyun gibi gelmeli, böyle değilse her is ,bir çıkmaz sokak halini alabilir", diyor. "Kafanın içinden çıkıp da vücudunu çalıştırdığın için, memnun oldum, tatlım. İnsan böyle, bir şeyler öğrenir. Gerçekleştirmezsen, teori bir ise yaramaz” eski fikrini tekrar ediyordu. Haklı. Ellerimi kullanmanın ne kadar hoşuma gittiğini düşünmemiştim. Çocuklukta kumdan kaleler yapardık, her şey gözümüzün önünde ve elimizi uzattığımızda tutabileceğimiz yakınlıktaydı. Bu is bana o günleri hatırlatıyor. İlk basta monoton görünen bu is, yapmam gerekene odaklandıkça daha yaratıcı bir hal alıyor. Bulutlu gökyüzünden süzülen ışık, ıslak kumun üzerinde sayısız renk ve tonu sergiliyor, Mor, siyah, kahve tonları ve gri. Burası bir başka alem. Zen benzeri bir ruh halindeyim. Her sabah, buraya geldiğimde, bir önceki güne göre, daha olgunlaşmış, kendimi aşmış hissediyorum. Şunu öğrenmeye başladım; para kazanmak için ne is yaptığım o kadar önemli değil, esas önemli olan bu süre esnasında benim yasadığım dönüşüm, kim olmaya başladığım. Basit el isçiliği insanın köşelerini törpülüyor; beni daha çok çalışmaya sevk ediyor; bu sebepten dolayı kendimi özel hissedeceğim veya zengin olacağım için değil; bu is benim ruhuma hitap ediyor, daha iyi, daha kibar bir insan olmama yol açıyor ve su anki mali ihtiyaçlarıma cevap veriyor. Bugünler de benim için tatmin olma duygusu metal telden yapılmış sepetlerin, ağzına kadar dolmuş olmasından kaynaklanıyor. Bugün düzlüğe geldikten yaklaşık altı saat sonra sular yükseldi ve çalıştığımız alanın, üçte ikisi sualtında kaldı. Deniz çekilip te bize bu alanı sunuyor ama hemen arkasından yine çok sakin, yavaşça geri gelip, üzerini örtüyor. Önce üzerinde durmakta olduğum kuru alanın, yavaşça çamura doluştuğunu fark ettim. Daha sonra, su dipten yükselerek, derecikler oluşturmaya başladı ve bu derecikler muazzam okyanusun küçük kolları oldu. Bir kaç dakika içinde, su etrafımda dönmeye başlamıştı. Josh, "Su yükseliyor" diye bağırdı. Daha evvel karaya vurmuş olan küçük teknesi bir kaç saatten beri, yan yatmış vaziyetteydi. Şimdi doğrulup, bizi anakaraya geri götürmek için, hazır bekliyor olmalı. Hemen sepetlerimi ve aletlerimi toparlayıp, çamurda zorlukla ilerleyerek, günün bitimine hazırlandım. Zamanımı suyun gel-dit hareketine göre ayarlamak, kendimi zorlama ve manipüle etme adetlerime son verdi. Bu tur hayat tarzı beni bunaltıyordu. Geçen gün bir komşum, bana uğrayıp bir demet sari hor çiçeği getirmişti. Neşeyle ”Gününü şenlendirmek için” dedi. Bana gururla nasıl, dalları erken toplayıp, içeri de evin ısısında bir ay tuttuğunu ve tomurcukları erken açmaya zorladığını anlatıyordu. Bundan niye rahatsız olduğumu şimdi anlıyorum. Anlattıklarını rahatsız olarak dinlemiştim. İstiridyecilikten benim öğrendiğim her şeyi zamanı ve mevsimi geldiğinde elde edebileceğim oldu. Tabiatı zorlamak; içgüdülere ve doğanın şartlarına aykırı oluyor. Ben eskiden, bunun ustasıydım, bir şeyleri zorlamayı bir sanat haline getirmiştim, mükemmellik derecesinde yapabiliyordum-Zorlama konuşmalar, göstermelik duygular, orgazm hatta dua bile-artık bu kendimi rahat hissettiğim bir şey değil. Doğanın gel-git leriyle, evrenin kurallarıyla uyumlu yasamak, giderek benim tercihim oluyor. Josh motoru çalıştırmadan önce, son bir kez derin bir nefes aldım, temiz havayı içime çektim ve yavaşça nefesimi boşalttım. Etrafım deniz canlılarıyla doluydu, bu arada tırnaklarımın kirini temizliyordum, dudağımın üzerinden tuz yalıyordum ve iyi biliyordum ki; bugünün gerçek değeri ceplerim para dolunca daha iyi anlaşılacak. Kazandığım parayı, biriktirmek için, eve gidince hemen bos kahve tenekesinin içine dolduracağım ve kilerdeki diğer yiyecek malzemelerinin arasına saklayacağım. Üşüyorum, ıslandım, her yerim ağrıyor, ama buna rağmen hemen tesisatçıyı çağırmak istiyorum. bugünkü kazancımla beraber biriktirdiğim para dört yüz doları aştı. Eğer yarın gelirse, sonunda istediğim gibi banyo yapabileceğim! Şimdiye kadar, sabahları, büyük ıstakoz tenceresini suyla doldurup, sobanın üzerine bırakıyordum. Aksam gelince, bu ısınmış suyu küvete doldurup banyo yapıyordum. Ağrılarım için vücuduma Tiger Balm sürüyordum, bir diğer keyfim de ucuz şarap içmekti. Bunlar beni ertesi güne hazırlıyordu. Sıcak suyla gerçek bir temizliği özlüyorum. Deniz Kenarında Bir Yıl isimli kitaptan, Çeviri Elif Mat Herkesin kanaatini dikkate alarak kalabalık içinde yaşamak kolaydır;Sadece kendi fikirlerini dikkate alarak yalnız yaşamak da kolaydir; ama Büyük adam olmak için, kalabalığın içinde yalnızlığın bağımsızlığını bütün lezzetiyle yaşayabilmek Waldo Emerson, “Kendine yeterlilik”
her yerim ağrıyor çok halsizim üşüyorum