🎟️ Görme Olayı Ile Ilgili Model Yapımı
ÖNSÖZElinizde bulunan bu kitap ODTÜ Bilimsel Araştırma Projeleri Koordinatörlüğü tarafından kodu ile desteklenmiş olan “Görme engelli öğrencilerin bazı lise fizik
Teknolojikgelişmelerle birlikte fantastik filmlerde de yıllar içinde büyük bir artış görüldü. Fantastik filmler sayesinde birçok genç hayallerini gerçekleştirmek için adımlar
Kült Filmler; 1. The Matrix. Bir yaşanmış gerçek vardır, bir de yaşanmışın ötesinde bir gerçeklik. Son derece tehlikeli bir adam olan Neo, kendisini başka bir dünyaya götürebilecek güzel kadın Trinity ile tanışır. Matrix hakkında bir şeyler öğrenmek isteyen Neo, Morpheus’u bularak ondan bilgi alacaktır. Tür.
plastikmodel yapımcılığı. maket bıçağı: parçaların temizlenmesi, gerektiğinde kesilmesi veya yontulması için kullanılır. plastik model yapımında asla ama asla geniş ağzı plastik kabza içinde kaydırılarak kullanılan o bildik tipleri kullanılmamalıdır. doğru tür, adına x-acto denilen, kalem şeklinde ince bir metal
Oluşangörüntü sinir hücreleri ile beyne iletilir. Sarı leke (benek): Görüntünün oluştuğu yerdir. Kör nokta: Göz sinirlerinin gözden çıktığı yerdir. Işığa duyarlı değildir. Nasıl görürüz? Görme olayı dört aşamada gerçekleşir. 1.Cisimlerden yansıyan ışık ışınları saydam tabakaya gelir ve burada kırılır.
Gözünyapısı üzerine anatomik açıdan bilgi sunduğumuz bu yazıda görme olayı nasıl gerçekleşir gibi merak edilen konuları da ele aldık. Beş duyu organımızdan biri olan gözümüz ile
Kazanım2. Denge hareketleri yapar. (Göstergeleri: Atlama ile ilgili denge hareketlerini yapar. Konma ile ilgili denge hareketlerini yapar. Çift ayak sıçrayarak belirli mesafe ilerler. Tek ayak sıçrayarak belirli mesafe ilerler. Başlama ile ilgili denge hareketlerini yapar. Durma ile ilgili denge hareketlerini yapar. Kazanım 4.
OtizmÜzerine Türkiye'den Bir Örnek VAKA İncelemesi
GörmeMuayenesi. Çocuklukta ilk göz muayenesinin yenidoğan döneminde yapılması gerekir. Bu dönemde yapılan muayene ile bebekte katarakt gibi doğuştan gelebilecek yapısal anomaliler
A’dan z’ye şekilli harfler bulunuyor. Bu sayede şekilli nick oluşturabilirsiniz. Şekilli nick yazmak için ise bir not defterine yazmak istediğiniz harfleri tek tek kopyalayıp kaydedebilirsiniz. Şekilli harfler nasıl yapılır diye soracak olursanız, masaüstünden zaten kopyalayıp yapıştırabilirsiniz. Mobilden ise ekrana
Yani görme olayı, gerçekte beynin arkasındaki küçük, ışığın hiçbir şekilde giremediği, kapkaranlık bir noktada yaşanır. ( Evrim Aldatmacası , II. baskı, s.199-200) Görüldüğü gibi Matrix filminde işlenen konu, kitaplarımızda yer verdiğimiz bilimsel gerçeklikle aynı paraleldedir.
Bilimve fende aynı olguyu, kavramı ve olayı açıklamak için tek model kullanmak yerine birden fazla model kullanılabilir (Ünal ve Ergin, 2006). Böylece aynı konu ile ilgili birden fazla model kullanımı, modellerin eksik kalan yanlarının tamamlanmasını sağlar (Gödek, 2004). Modellerin
s7Wr.
Ayet ve hadisle Müslümanın Müslümanı küçük görmesi, aşağılaması yasaklanmıştır. Hadisler kibir hakkında nasıl uyarılarda bulunuyor?"Ey mü'minler! Bir topluluk diğer bir topluluğu alaya almasın; belki de onlar, kendilerinden daha iyidir. Kadınlar da kadınları alaya almasınlar; belki de alay ettikleri kendilerinden daha iyidir. Kendi kendinizi ayıplamayın, birbirinizi kötü lakaplarla çağırmayın. İman ettikten sonra, doğrudan ayrılıp günaha girmek fısk ne kötü bir isimdir. Tövbe etmeyenler zâlimlerin tâ kendileridir." Hucurât sûresi 49, 11 Mü'minler arası ilişkilerde dikkat edilmesi gerekli nezâket noktaları bulunmaktadır. Bunların başında müslümanlarla alay etmemek gelmektedir. Alay etmek, hakâret ve horlamak, gülünecek şekilde ayıplamak, eğlenmek demektir. Bu, sözle olabileceği gibi, hareketlerle, kaş-göz işaretleriyle de olur. Erkek ve kadın topluluklarına ayrı ayrı hitâbeden âyet-i kerîmede alay etme yasağının gerekçesi her iki defasında da "Belki alay ettikleri, kendilerinden daha iyidir" diye ortaya konulmuştur. Allah katında kimin ne durumda olduğunu ancak Allah bilir. O halde kimse dış görünüşe bakıp da gözüne kestirdiği insanları horlamaya, onlarla eğlenmeye teşebbüs ve cür'et etmemelidir. Âyette geçen erkekler topluluğu ve kadınlar kavim ve nisâ kelimelerinin belirsiz nekre olarak gelmiş olması, yasaklamanın genel olduğunu gösterir. Ayrıca bu ifade tarzı, İslâm'ın değişik kavim ve milletlere yayılacağına, başkalarını alaya almanın onlarla eğlenmeye kalkmanın zararının büyük olduğuna, kadınlı erkekli kalabalıklarla bu işin yapılacağına ve alay eden, maskaralık yapan kişilerin veya kadınların çevresinde gülüp eğlenecek kalabalıkların toplanacağına yani işin hiç bir zaman ferdî olarak kalmayacağına işaret etmektedir. Âyette, müminleri ayıplamaya kalkan müslümanların aslında kendilerini ayıplamış olacaklarına "Kendi kendinizi ayıplamayın" buyurularak dikkat çekilmiştir. Çünkü aynı imanı paylaşan müslümanlar, aslında bir tek nefis gibidirler. Nitekim "Müslüman müslümanın aynasıdır" buyurulmuştur. Ayrıca yergi ve kötülük anlamına gelen lakaplar takılması da müslümanları küçük görme eğiliminin bir belirtisi sayılarak yasaklanmıştır. O halde müslümanı gücendirecek ve ayıplayacak lakaplarla çağırmak, müslümanın yapacağı bir iş olmamalıdır. Yasaklanmış olan şeyleri işleyip de tövbe etmeyenler kendilerine zulmeden gerçek zâlimlerdir. "İnsanları arkadan çekiştirip kaş-göz işâretiyle eğlenmeyi âdet haline getirenlerin vay haline!" Hümeze sûresi 104, 1 Gerek el, gerek dil ile maddî ve mânevî olarak insanları itip kakmayı, kırıp incitmeyi, kötülemeyi, maskaraya almayı, eğlenmeyi, küçük görmeyi kaş-göz işaretleriyle alaya almayı âdet edinmiş dedikoducuların asıl acınacak kimseler olduğu, asıl felâkete onların uğrayacakları vay hallerine veyl ifâdesiyle ortaya konulmuştur. Âyette geçen hümeze ve lümeze kelimelerine bir çok mâna verilmiştir. Topluca ifade edecek olursak hümeze, ayıplayıcı, gıybetçi, yüze karşı, açıkça ve el ile; lümeze ise, ayıpçı, dil ile, arkadan, gizli, kaş-göz işâretiyle insanları alaya alan, küçümseyen ve bunu âdet haline getirmiş olan kimseler demektir. Bu ve daha başka bazı mânaları da ihtiva eden bu iki kelimenin ortaya koyduğu tavırlar, âyetin nüzûl sebebi dikkate alınınca müslümanın değil, müşrik ve kâfirlerin tavırları olduğu anlaşılmaktadır. O halde müslüman, kendine yakışan tavırların adamı olmaya bakmalı, bunun için de hiç bir müslümanı asla hor-hakir görmemelidir. MÜSLÜMANI KÜÇÜK GÖRME, AŞAĞILAMA YASAĞI İLE İLGİLİ HADİSLER Ebû Hüreyre radıyallahu anh'den rivayet edildiğine göre Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu "Müslüman kardeşini hor görmesi kişiye kötülük olarak yeter." Müslim, Birr 32. Ayrıca bk. Ebû Dâvûd, Edeb 35; Tirmizî, Birr 18; İbni Mâce, Zühd 23 İbni Mes'ûd radıyallahu anh'den rivayet edildiğine göre Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu - "Kalbinde zerre kadar kibir olan kimse cennete giremez." Bunun üzerine bir sahâbî - İnsan elbisesinin ve ayakkabısının güzel olmasını arzu eder, dedi. Resûl-i Ekrem de şöyle buyurdu - "Allah güzeldir güzeli sever. Kibir ise, hakkı kabul etmemek ve insanları hor görmektir." Müslim, Îmân 147. Ayrıca bk. Ebû Dâvûd, Libâs 26; Tirmizî, Birr 61 Aşağıdaki hadis ile birlikte açıklanacaktır. Cündeb İbni Abdullah radıyallahu anh'den rivayet edildiğine göre Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu Bir kişi - Vallahi, Allah falan adamı bağışlamaz, diye yemin etti. Bunun üzerine aziz ve celil olan Allah da - "Falanı bağışlamayacağım hakkında benim adıma kim yemin edip hüküm verebilir? Ben onu bağışladım, senin amelini de boşa çıkardım" buyurdu. Müslim, Birr 137 Hadisi Nasıl Anlamalıyız? Burada zikredilmiş bulunan üç hadis, takvâ, tahkîr ve kibir arasında çok ciddî bir ilişkinin olduğunu göstermektedir. Müslümanı hor görmenin, takvâsızlık ve kibir gibi iki büyük kusura dayandığı anlaşılmaktadır. Şimdi sırasıyla hadisleri bu genel ilişki çerçevesinde açıklayalım. 1574 numara ile yakında geçmiş olan birinci hadis, orada da görüleceği gibi Peygamber Efendimiz, müminler arası ilişkileri anlatırken, "Müslüman müslümanı küçük görmez, aşağılamaz. Takvâ buradadır" diye mübârek eliyle kalbine işaret etmiş, sonra da "Müslüman kardeşini hor görmesi, kişiye kötülük olarak yeter" buyurmuştur. Efendimiz'in "Takvâ buradadır" diye kalbine işâret buyurması, kendi zâtına yönelik bir değerlendirme olmanın ötesinde, müslümanların işledikleri birtakım günahlar sebebiyle küçümsenmemeleri, hor görülmemeleri, takvâsızlıkla suçlanmamaları gerektiğini gösterir. Çünkü Allah saygısı demek olan takvânın yeri kalbtir. Yeri kalb olan şeyi insanların görmesi mümkün değildir. Böyle olunca da hiç bir kimsenin herhangi bir müslümanı takvâsızlıkla itham edip küçümsemesi câiz olmaz. Efendimiz'in bu beyân ve hareketinin bir anlamı da şu olabilir Takvânın yeri kalptir. Öyleyse kalbinde Allah saygısı olan kimse hiç bir müslümanı küçük göremez, tahkir edemez. Çünkü müttakî kimseler müslümanları küçümsemez, küçümseyemezler. Her iki mânaya göre de müslümanı küçük görmek, horlamak, aşağılamak insan için şer ve kötülük olarak yeter. Çünkü müslümanı tahkir etmek, takvâsızlığın, yani Allah'a karşı saygısızlığın bir sonucudur. Takvâdan yoksun olmak ise, büyük bir mahrûmiyettir. Bir de müslümanı, imanından dolayı, müslüman olduğu için küçümseyenler vardır ki bunlar, -kendilerine ister çağdaş, ister demokrat, ister laik, ne derlerse desinler- daha ziyâde müslümanlarla aynı imanı paylaşmayanlardır. Yani asıl kendileri küçük adamlardır. Kur'ân-ı Kerîm'in beyânına göre, hemen bütün peygamberlere inanmış olan sade insanlar, kendi devirlerindeki kendilerini bir şey sanan yöneticiler mele' tarafından küçümsenmişlerdir. Peygamberler de hep mü'minleri kollamış, onlara kol kanat germiş ve "Hor gördüğünüz mü'minlere Allah hayır vermeyecektir diyemem" [bk. Hûd sûresi 11, 31] diye onları savunagelmişlerdir. Şuna da işâret edelim ki, müslüman olmayanların müslümanları hor görmesini anlamak daha kolaydır. Asıl zor ve anlaşılamaz olan, müslümanın müslümanı herhangi bir sebeple küçümsemesidir. Hadisimiz de öncelikle müslümanları uyarmakta ve "Müslümana, müslüman kardeşini küçük görmesi şer olarak yeter, başka kötülük aramasına gerek yoktur" diye ifade edilebilecek çok ciddî bir tehdid anlamı taşımaktadır. İkinci hadis, zerresi bile müslümanı ya geçici veya temelli olarak cennetten mahrum bırakmaya yeten kibri, büyüklenmeyi, "hakkı tanımamak ve insanları küçük görmek" olarak tarif etmektedir. Bu tarif, merhum Âkif'in "Nazarlardan taşan mâna ibâdullahı istihkâr" diye tesbit ettiği Allah kullarını hor görme hastalığının asıl kaynağının, hak tanımazlık, nefsî ve şeytânî bir kibir olduğunu açıkça ortaya koymaktadır. Böylesine bir kibir ve büyüklenme duygusu ve hak tanımazlık ise, tek kelime ile takvâsızlık, Allah saygısından mahrûmiyet demektir. İşte bu noktada takvâsızlık, kibir ve müslümanı hor görme küçüklüğü, sebep ve sonuç ilişkisi içinde bir araya gelivermektedir. 613 numara ile de geçmiş olan hadiste, sorulan bir soru üzerine, temiz ve güzel giyinmeyi sevmenin kibir sayılmayacağı ayrıca bildirilmiştir. Üçüncü hadiste Peygamber Efendimiz, büyük bir ihtimalle geçmiş ümmetler içinde bir adamdan söz ederek, her devirde bulunması mümkün olan bir insan tipini gözlerimiz önüne sermektedir. Bu tipler, birilerinin günahlarını çoğunsayarak veya büyüterek ya da kendi amellerini gözünün önüne getirip nefsini saygın bir konumda zannederek "Allah falan kişiyi asla affetmez" diye yemin ederler. Halbuki dinimizin telkin ettiği inanç esaslarına göre, hiçbir kimse ve varlık, Allah Teâlâ'ya tahakküm edemez. O'nu yönlendirmeye kalkışamaz. Bu gerçeği Peygamber Efendimiz, "Allah Teâlâ, falanı bağışlamayacağım hakkında benim adıma kim yemin edip hüküm verebilir? Ben onu bağışladım, senin amelini de boşa çıkardım buyurdu" sözleriyle çok kesin bir şekilde ortaya koymuştur. Bu açıklama, hiçbir insanın, hiçbir kimseyi mevcut durumuna bakarak Allah'ın rahmet ve mağfiretinden uzak görmeye ve göstermeye, Allah adına hüküm vermeye hakkı ve haddi olmadığını ortaya koymaktadır. Hele böyle bir şeyi, kendisini belli bir mertebede görerek yani bir tür büyüklük taslayarak yapması büsbütün hatadır. Allah Teâlâ'nın veya Hz. Peygamber'in bir beyanda bulunmadığı halde, bazı insanların cennetlik veya cehennemlik olduklarını kesin bir dille iddia etmek aslâ câiz değildir. Halk arasında bu tür değerlendirme ve iddialar maalesef öteden beri görülegelmektedir. İnsanlar kendi ayıp ve günahlarıyla meşgul olacakları, onu çok görüp bağışlatmak için çalışacakları yerde, başkalarının hatalarını büyüterek onların cehennemlik olduklarını söyleyebilmektedirler. Bu hadis, işte bu tür davranış sahiplerini bekleyen büyük tehlikeyi haber vermekte, Allah'ın işine karışmaya kalkışmanın çok ağır olan bedelini hatırlatmaktadır. Unutulmamalıdır ki, Allah Teâlâ, şirkten başka her türlü günahı dilediği insanlara bağışlayacağını bizzat kendisi bildirmiştir. O halde şirk dışında, birilerinin günahını çok görerek veya bazı insanları küçük, hor hakir görerek, Allah adına şunu bağışlar, bunu bağışlamaz diye kesin bir ifade kullanmak, hele hele yemin etmek asla doğru değildir. Bu davranış -Allah saklasın- gazab-ı ilâhîyi celbedecek bir büyük kusurdur. Hadisten Çıkarmamız Gereken Dersler Nelerdir? Müslümanı hor hakir görmek, küçümsemek, aşağılamak büyük günahtır. Allah saygısının yeri kalptir. Kalbinde takvâ bulunan kişi hiç bir müslümanı küçük görmez. Asıl kibir, hakkı tanımamak ve insanları küçümsemektir. Müslümanı küçük görme, takvâsızlık ve kibirden ileri gelir ki, bunların üçü de kişiye şer ve kötülük olarak yeter. Allah'a tahakküm anlamına gelecek "Allah şunu bağışlar bunu bağışlamaz" gibi sözler sarfetmek, yemin etmek kimsenin haddi ve hakkı değildir. Müslümanı imanından dolayı küçümsemek ise, ancak kâfir işidir. Müslümanı hor gören kendisini horluğa mahkum eder. Kaynak Riyazüs Salihin, Erkam Yayınları İslam ve İhsan
Soru17. Görme olayı ile ilgili aşağıdakilerden hangisi yanlıştır? A Göze gelen ışık ilk olarak kornea tabaka- sinda kırılır. B Göz 17. Görme olayı ile ilgili aşağıdakilerden hangisi yanlıştır? A Göze gelen ışık ilk olarak kornea tabaka- sinda kırılır. B Göz bebeğinden geçen ışık bu bölgede bü- yüme ya da küçülmeye neden olabilir. C İmpuls sarı benekte oluşur. D Sarı benekte oluşan ters görüntü hemen buradan çıkar ve optik sinire ilerler. Optik sinir beyin ilgili bölgesini uyararak görme olayının gerçekleşmesini sağlar. 92
21 Nisan 2017 Sözler ve Sloganlar 2,861 Görüntüleme Görme engelli bireyler doğuştan ya da daha sonradan görme yetisini kaybederek engelli haline gelir. Engelli insanlar toplum tarafından dışlanması onlara verilen en büyük zarardır. Onlara hor gözle bakılması ve davranılması içlerine kapanık olması ve sosyalleşmelerine engel olur. İnsan ilişkilerinde başkalarının özellikle hayatlarına dışarıdan müdahale edilmiş olmasıdır. Dünyayı gözleri ile göremeyen insanlarımız, sosyal hayatın her alanında kendilerini dışlanmış gibi görüyorlar. Onlar için kaldırımlar, yollar, kamu binaları gibi çeşitli hizmetler sunulmadığında çok daha zorlu yaşam sürdürürler. Alışveriş merkezleri, ulaşım araçları gibi yerlerde görme engelliler için yürüme bantları yeni yeni yapılmaya başlandı. Hayatları evlerinden ibaret olan insanlarımızın da sosyalleşmeye, toplumda diğer bireylerle iletişim kurmaya ihtiyaçları vardır. Görme engelliler için sloganlar şunlardır; Engelleri kaldırmak için onları aranıza alın. Engelsiz bir dünya için el ele verin. Gönülleriniz bir olsun yaşamınız tek. Engelsiz yaşam için destek verin. Görme engeli değil insan engeli olmasın. Görmemek insanlık suçu değil kaderdir. Gözler engelli olabilir ama gönüller engelli olmasın. El ele verdiğiniz müddetçe hayat daha güzel olur. Engeller birlik olunca aşılır.
Bu canlandırmada duyu organının tanımı yapılacak ve beş duyu organımız listelenecektir. Bu alıştırmada gözün yapısı ve yapılan görevleri, çeşitli göz kusurları ve görme olayı ilgili bilgilerinizi pekiştirebilirsiniz. Bu konu anlatımında, gözü oluşturan yapılar ve görevleri anlatılacaktır. Bu interaktif etkinlikte göz modeli üzerinde gözü oluşturan yapıları sorulan sorulara göre belirlenecektir. Bu interaktif etkinlikte göz modeli üzerinde gözü oluşturan yapıları sorulan sorulara göre belirlenecektir. Bu konu anlatımında, görme olayının nasıl gerçekleştiği açıklanacaktır. Bu canlandırmada göz kusurlarından şaşılık açıklanacaktır. Bu canlandırmada göz kusurlarının neden kaynaklandığı açıklanacak ve bazı göz kusurlarına örnek verilecektir. Bu canlandırmada göz kusurlarından astigmatlık açıklanacaktır. Bu konu anlatımında, göz kusurlarından miyop açıklanacaktır. Bu canlandırmada göz kusurlarından hipermetrop açıklanacaktır. Bu konu anlatımında, göz sağlığımızı korumak için neler yapmamız gerektiği anlatılacaktır. Bu canlandırmada gözün yardımcı organları ve görevleri anlatılacaktır. Bu canlandırmayı izleyerek burunda yer alan yapıları ve bu yapıların görevleri hakkında bilgi sahibi olabilirsiniz. Bu alıştırmadaki soruları çözerek burnun yapısı, burnun görevi, burun sağlığı ve koku alma olayı konuları ile ilgili bilgilerinizi pekiştirebilirsiniz. Bu canlandırmada göz kusurlarının neden kaynaklandığı açıklanacak ve bazı göz kusurlarına örnek verilecektir. Bu canlandırmada göz kusurlarından astigmatlık açıklanacaktır. Bu canlandırmada göz kusurlarından astigmatlık açıklanacaktır. Bu alıştırmada gözün yapısı ve yapılan görevleri, çeşitli göz kusurları ve görme olayı ilgili bilgilerinizi pekiştirebilirsiniz. Bu konu anlatımında, görme olayının nasıl gerçekleştiği açıklanacaktır. Bu konu anlatımında, gözü oluşturan yapılar ve görevleri anlatılacaktır. Bu alıştırmada dil ile ilgili sorular yer almaktadır. Bu soruları yanıtlayarak dilimizin yapısı, tat almanın nasıl gerçekleştiği, tat almak ve koku arasındaki ilişkiyi , dilimizin sağlığı için neler yapılması gerektiği ve dil hastalıkları konuları hakkında bilgilerinizi pekiştirebilirsiniz. Bu konu anlatımında, orta kulağı oluşturan orta kulak kemikleri, oval pencere ve östaki borusu açıklanacaktır. Bu canlandırmada işitme organımız kulağın kısımları verilecektir. Bu alıştırmada kulağın yapısı ve yapılan görevleri, işitme olayı ve kulak sağlığı ile ilgili bilgilerinizi pekiştirebilirsiniz. Bu canlandırmada, sağlıklı bir burun için yapılması ve yapılmaması gerekenler anlatılmaktadır. Bu konu anlatımında, göz sağlığımızı korumak için neler yapmamız gerektiği anlatılacaktır. Bu canlandırmada derimizin sağlığını korumak için yapılması gerekenleri öğreneceksiniz. Bu alıştırmada deri ile ilgili sorular yer almaktadır. Bu soruları yanıtlayarak derimizin görevleri, katmanları ve derimizin sağlığı için neler yapılması gerektiği konuları hakkında bilgilerinizi pekiştirebilirsiniz. Bu canlandırmada derimizin katmanlarını ve görevlerini öğreneceksiniz. Bu canlandırmada duyu organının tanımı yapılacak ve beş duyu organımız listelenecektir. Bu canlandırmada iç kulağı oluşturan salyangoz, yuvarlak pencere, korti, yarım daire kanalları açıklanacaktır. Bu canlandırmada dış kulağı oluşturan kulak kepçesi, kulak yolu ve kulak zarı açıklanacaktır. Bu canlandırmada göz kusurlarından şaşılık açıklanacaktır. Bu konu anlatımında, göz kusurlarından miyop açıklanacaktır. Bu canlandırmada kulak sağlığımızı koruyabilmek için yapmamız gerekenler listelenmiştir. Bu canlandırmada işitme olayının nasıl gerçekleştiği kulak modeli üzerinde açıklanacaktır. Bu canlandırmada, tat alma ile koku duyusu arasındaki ilişkiyi keşfedebilirsiniz. Bu canlandırmada göz kusurlarından hipermetrop açıklanacaktır. Bu konu anlatımında, tat alma olayının nasıl gerçekleştiği açıklanmaktadır. Bu canlandırmayı izleyerek koku alma olayının nasıl gerçekleştiğini öğrenebilirsiniz. Bu canlandırmada gözün yardımcı organları ve görevleri anlatılacaktır. Bu interaktif etkinlikte göz modeli üzerinde gözü oluşturan yapıları sorulan sorulara göre belirlenecektir. Bu konu anlatımında, tat alma ve koku alma arasındaki ilişki anlatılacaktır. Bu canlandırmada dilin yapısı açıklanmaktadır. Bu konu anlatımında, dil sağlığımız için neler yapılması gerektiği ve dil hastalıkları açıklanmaktadır. Bu interaktif etkinlikte kulağın kısımlarıyla ilgili gelen soruları 3D kulak modeli üzerinde belirlenmesi beklenmektedir.
görme olayı ile ilgili model yapımı